Çek üzerinde bir vade olmamasından dolayı ve ibraz sürelerine bağlanan hukuki sonuçlar nedeniyle çekte ibraz süreleri ayrı bir önem arz eder. Çeke bağlı haklardan faydalanabilmek için kural olarak çekin süresinde ibrazı gerekir.
Çekte, düzenleme yeri ve ödeme yerine göre belirlenen ibraz süreleri vardır. İbraz süresi, çekin ödenmek üzere muhatap bankaya veya takas odasına ibraz edilmesi gereken sürelerdir[1].
Hukukumuzda ibraz süreleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 796. maddesinde düzenlenmektedir. Buna göre, çek eğer düzenlendiği yerde ödenecekse on gün, düzenlendiği yerden başka bir yerde ödenecekse bir ay içinde muhataba ibraz edilmelidir.
Çek düzenlendiği ülkeden başka bir ülkede ödenecekse, düzenleme yeri ile ödeme yeri aynı kıtada ise bir ay, farklı kıtalarda ise üç ay içinde ibraz edilmesi gerekir. Ancak kanuna göre, bir Avrupa ülkesinde düzenlenmiş ve Akdeniz’e kıyısı olan bir ülkede ödenecek çek ile Akdeniz’e kıyısı olan bir ülkede düzenlenmiş ve bir Avrupa ülkesinde ödenecek çekler bakımından düzenleme ve ödeme yeri aynı kıtada sayılır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 796. maddesinde düzenlenen ibraz süreleri, tarafların aralarında yapacakları anlaşma ile yahut çek üzerine düşülecek bir şerh ile uzatılamaz veya kısaltılamaz.
Ancak, çek üzerine yazılan ileri veya geçmiş düzenleme tarihi ile ibraz sürelerinin fiilen uzatılması ya da kısaltılması mümkündür. Ayrıca, bu süreler emredici sürelerdir. İbraz süreleri zamanaşımı süresi değil, bir hak düşürücü süredir. Dolayısıyla sürelerin geçmesi halinde, mahkeme nezdinde tarafların ileri sürmesine gerek kalmadan hâkim tarafından re’sen dikkate alınır[2].
İbraz sürelerinin belirlenmesinde öncelikle çekin düzenleme yeri ve ödeme yeri tespit edilir. Kanundaki ifade şekli ile düzenleme ve ödeme yeri kavramlarının neresi olduğu açıkça anlaşılmamaktadır. Düzenleme yeri belirlenirken çekin fiilen düzenlendiği yer dikkate alınmaz. Çekin üzerinde yer alan düzenlenme yeri esas alınır. Eğer böyle bir yer açıkça belirtilmemişse, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 781(3)’e göre, alternatif düzenleme yeri olarak kabul edilen düzenleyenin adının yanında yazılı olan yer, düzenleme yeridir.
Ödeme yerinin belirlenmesinde ise, çek hamili tarafından çekin ödenmek üzere fiilen ibraz edildiği banka şubesi değil, çek üzerinde yer alan ödeme yeri dikkate alınır. Böyle bir yer yoksa muhatap bankanın ticaret unvanının yanında yazılı olan genellikle çek hesabının açıldığı şubesinin bulunduğu yer ödeme yeri sayılır[3]. Çek muhatap bankanın herhangi bir şubesine ödenmek üzere ibraz edilebilse de ödeme yeri muhatap bankanın üzerine çek çekilen ve çek hesabının bulunduğu şubesi olarak kabul edilmektedir[4].
[1] Narbay, Şafak: “Çekte İbraz Sürelerinin Belirlenmesinde Ölçü Alınan “Yer” Kavramına “De Lege Lata” ve “De Lege Ferenda” Çözüm Önerileri”, Bilgi Toplumunda Hukuk Ünal Tekinalp’e Armağan, 2003, C. 1, s. 793, 794.
[2] Narbay, Çekte İbraz Sürelerinin Belirlenmesinde Ölçü Alınan “Yer” Kavramına “De Lege Lata” ve “De Lege Ferenda” Çözüm Önerileri, s. 794; Kendigelen, Abuzer: Çek Hukuku, İstanbul 2019, s. 289, 290.
[3] TTK m. 781(2).
[4] Kendigelen, Çek Hukuku, s. 279.